Wellbeing ve çalışan deneyimine artan odakla yan haklar stratejisi yeniden şekillendiriliyor.
Dünyanın dört bir yanında işverenler, yeni teknolojilere uyum sağlamakta ve yan hak stratejilerini artan esneklik, kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri ve çevrimiçi hizmet talepleriyle uyumlu hale getirmek için çalışıyor. Yan hak trendleri 2021 araştırmamız; çalışan deneyimi, dijital sağlık uygulamaları, yan haklar tasarımı, finansmanı, yönetimi ve analitik eğilimlerine odaklanma dahil olmak üzere şirketlerin yan haklar stratejisinin gelecekteki yönünü inceliyor. Bu makalemizde, Türkiye’de 94 bin çalışanı temsil eden 55 şirketin katılımıyla sonuçlandırdığımız 2021 Yan Hak Trendleri Araştırması’nın Türkiye verilerini ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin önümüzdeki 2 yıl içinde yan haklar stratejisini nasıl şekillendirmeyi hedeflediğini ele alacağız.
2019 – 2021 yılları arasında değişen küresel trendlere araştırma sonuçlarımız açısından baktığımızda, daha geniş yan haklara yönelik eğilimin yoğunlaştığını, maliyet konusunun bir öncelik olmaya devam ettiğini ve birçok işverenin, 2019'dan itibaren başlayarak, wellbeing ve çalışan deneyimi konularına odaklandığını görüyoruz. Yan haklar için daha geniş ölçümleme, seçim ve esneklik, çalışanı dinleme stratejileri, analitikler ve çalışanlara sunulan yan haklar paketi aracılığıyla fark yaratmak gibi konular en önemli öncelikler arasında yer alacak.
Araştırmamızın Türkiye sonuçları, işverenlerin üçte birinin bugüne kadar net bir yan hak stratejisi olmadığını belirtirken 5 işverenden 4'ü önümüzdeki iki yıl içinde çalışanları için sundukları yan hakları farklılaştırmayı ve özelleştirmeyi planlıyor. Katılımcı şirketlerin en önemli stratejik hedefi önümüzdeki iki yıl içinde çalışan deneyimi için 'esnekliği ve seçeneği artırmak': şirketlerin %65’i esnekliği ve seçimi artırmayı, %56’sı yan hakları seçerken ve kullanırken çalışanları desteklemek için araçları ve teknolojiyi geliştirmeyi, %45’i ise wellbeing programlarını yan hak paketine entegre etmeye odaklanmayı hedefliyor. Bu hedefler doğrultusunda, katılımcı şirketlerin 5'te 4'ü, dijital deneyimi yan haklar içine eklemeyi ve kişiselleştirmeyi planlıyor ama çoğu işveren dijital adaptasyonun erken aşamasında. Daha önce de belirttiğimiz gibi çalışan deneyimi en önemli odak noktalarından biri: araştırma sonuçları şirketlerin %87’si çalışan deneyimini 2 yıl içinde temel öncelik olarak değerlendirirken %76’sı sunulan yan hakların çalışan ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı konusunu öncelik olarak ele alıyor.
Yan haklar stratejisinin dönüşümü ve belirlenen öncelikler arasında önemli yeri olan wellbeing uygulamaları bu yıl gerçekleştirdiğimiz Willis Towers Watson Wellbeing Uygulamaları Araştırması’nda da detaylı bir şekilde ele alınmıştı. Yan Hak Trendleri 2021 araştırmasının Türkiye sonuçlarına göre şirketlerin %30’u fiziksel wellbeing konusunda belirli vakaları veya kronik durumları hedefleyen sponsor programlar sunmayı hedefliyor. %41’i zihinsel wellbeing konusunda çalışan dayanıklılığı oluşturmayı, %36’sı iş gücü stresini ve önde gelen nedenleri ölçmek için fırsatlar aramayı aksiyon olarak belirliyor. Şirketlerin %23’ü finansal wellbeing konusu için çalışanların karşılaştığı çeşitli finansal sorunlar hakkında eğitim veren web seminerleri sunmayı, %18’i ise segment bazında ve önemli finansal karar noktalarına göre finansal stres belirtilerini izlemek için işveren İK verilerini kullanmayı önemli iki aksiyon alanı olarak görüyor. Sosyal wellbeing konusuna gelindiğin de ise şirketlerin %33’ü Wellbeing’i şirketin kurumsal sosyal sorumluluk stratejisinin bir parçası olarak dahil etmeyi, %33’ü ise kapsayıcılık ve çeşitlilik hedeflerini dahil etmek üzere politika ve prosedürleri gözden geçirmeyi ve geliştirmeyi ilk iki aksiyon olarak belirliyor. Yan haklar paketinin önümüzdeki iki yıl içinde nasıl değişeceği konusu genel olarak ele alındığında, şirketlerin %58’nin sağlık sigortası, %69’u gönüllü yan haklar, ödenek ve indirimler ve %66’sı ise zihinsel sağlık desteği konularını geliştireceğini gösteriyor.
Çalışan deneyimini konusunu ön plana alan şirketler, deneyimi olumlu bir şekilde geliştirmek amacıyla çalışanların hayatını kolaylaştıracak teknolojik çözümler planlıyor. Örneğin; işverenlerin yarısı, tüm yan hakları içeren bir dijital merkez uygulaması planlıyor veya düşünüyor. Çoğu işveren, sağlık ve wellbeing’i ele almak için teknolojiyi kullanmak için adımlar atarken her 5 işverenden 2'si, çalışan wellbeing’ ini desteklemek üzere yönetici eğitimleri planlıyor veya düşünüyor.
Daha önceki yıllarda yapmış olduğumuz araştırmalarda da gözlemlediğimiz gibi sağlık yan haklarının artan maliyetleri işverenlerin en büyük endişesi. İşverenlerin %43’ü sağlık yan hakları maliyet artışlarından endişe duyarken %29’u izin yan hakları (tatil, hastalık izni, annelik/babalık izni gibi) konusunun neden olduğu maliyetleri ön plana çıkarıyor.
Yan haklar stratejisi verimliliğini anlamak için analitik, içgörü ve raporlama kritik konular olarak sıralanıyor ve şirketlerin %47’si çalışanların istek ve ihtiyaçlarını etkili bir şekilde anladığını, %74’ü pazar eğilimlerini ve yasal gelişmeleri anlamak için en son bilgilere erişme konusunda başarılı olduğunu belirtiyor. Araştırmanın Türkiye sonuçlarına göre, çalışanların istek ve ihtiyaçlarını anlamak ve yan haklar programlarını kıyaslamak analitik, içgörü ve raporlama için en önemli öncelikler: katılımcı şirketlerin %67’si çalışanların istek ve ihtiyaçlarını anlamayı ilk öncelik olarak belirlerken %57’si yan hak programlarını rakiplerle karşılaştırmayı ikinci sırada, %41’i programların maliyetlerini ve risklerini anlamayı üçüncü sırada gelen öncelik olarak ifade ediyor. Buna ek olarak, 5 işverenden 2'si gelecekteki maliyetleri ve riskleri öngörebilmek için tahmine dayalı analitik kullanmayı düşünüyor ve 5 işverenden 2'si, çalışanlara sağlanan yan haklar hakkındaki görüşleri için anket yapıyor.
İşverenlerin %79'u, bugünün %19'una kıyasla önümüzdeki iki yıl içinde yan hak stratejilerini özelleştirmeyi planlıyor. Kapsayıcılık ve çeşitliliğe artan odak, dar iş gücü piyasaları ve artan uzaktan çalışma, yan haklar stratejisini yönlendiriyor. “Sosyal etkileşim eksikliği” bugün işverenlerin en büyük endişesi. İyileştirilmiş çalışan deneyimi ve organizasyonun dış algısı, en önemli başarı ölçütleri olarak değerlendiriliyor. Tüm dünyada şirketler, wellbeing, esneklik ve seçim, iletişim ve çalışanların değer anlayışı konusunda çok çeşitli aksiyonlar almayı planlıyor ve çoğu işveren, önümüzdeki iki yıl içinde çalışanların hayatını kolaylaştıran ve yan haklar için gelişmiş bir dijital strateji benimsemeyi hedefliyor. Maliyetler bir öncelik olmaya devam ediyor, ancak birçok işveren, dikkatlerini wellbeing ve çalışan deneyimine kaydırıyor.