WTW Sağlık, Emeklilik ve Yan Haklar İşkolu, şirketlerin çalışan wellbeing durumunu değerlendirmelerine, anlamalarına, sektörlerindeki uygulamalarla karşılaştırma yapmalarına ve çalışan wellbeing durumunun iş sonuçları ve performansı üzerindeki etkisini değerlendirmelerine olanak sağlayan çözümler üretmeye devam ediyor. Çalışanların fiziksel olarak başarılı, zihinsel olarak dengeli, finansal olarak güvenli ve sosyal olarak etkileşim içinde oldukları zaman ideal çalışan wellbeing durumuna ulaşıldığına inanıyoruz. Bu nedenler de, tüm dünyada her sektörden işverenin katılımıyla düzenlediğimiz araştırmalarımızdan elde ettiğimiz ve uzman danışmanlarımız tarafından yorumlanan verilerimizi kıymetli buluyoruz.
Bu makalemizde, tüm dünyada 3610 Türkiye’de 113, ulusal ve çok uluslu, işverenin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz 2024 Wellbeing Uygulamaları Araştırması sonuçlarını sizler için değerlendiriyoruz:
Pandemi sonrası yaşadığımız dönemde işverenlerin, yeteneği çekme ve elde tutma, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik stratejilerine bağlı kalabilmek için çalışanlarının wellbeing durumuna odaklanmaya ve etkili çözümler bulmaya çalıştıklarını görüyoruz. Yeni çalışma düzenleri ve uygulamalara ek olarak çalışan deneyimi yaklaşımını başarılı bir şekilde uygulayabilen şirketler çok daha başarılı bir insan kaynağı yönetimi yaparken ve daha verimli finansal sonuçlar elde ediyor. Peki şimdiye kadar yapılan çalışmalar yeterli oldu mu? Maalesef hayır.
Pandemi sonrası yaşanan global ekonomik dengesizlik çalışanların finansal wellbeing durumunu olumsuz yönde etkilemeye devam ederken araştırma sonuçlarımız, çalışanların duygusal wellbeing durumları için daha fazla desteğe ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İşverenler, çalışan deneyimini geliştirmek için etkili çözümler bulmaya çalışıyor. 2023 yılındaki performanslarını değerlendiren 2024 Wellbeing Uygulamaları Araştırması katılımcılarımızın %75’i, 2023 yılında “genel finansal performans” alanında rakiplerine göre daha iyi bir performans gösterdiklerini belirtirken, %66’sı “kilit yeteneklerin çekilmesi ve elde tutulması” konusunda iyi bir performans sergilediğini belirtiyor. Bu da gösteriyor ki, yetenek için rekabet hala en önemli konulardan bir tanesi.
2024 Wellbeing Uygulamaları Araştırması Türkiye sonuçları gösteriyor ki, şirketler yeteneği kendilerine çekmek için wellbeing stratejilerine odaklanıyor. Esnek çalışma ve iş performansı gibi konular wellbeing stratejisinin diğer önemli itici güçleri olarak görülüyor.
Araştırmamızın global sonuçlarına baktığımızda, katılımcı şirketlerin wellbeing stratejilerini etkileyen temel iş konularını, yetenek için rekabet (%65), kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik üzerine vurgu (%52), büyüyen ruh sağlığı krizi (%48) olarak sırladığını görüyoruz. Araştırmamızın Türkiye sonuçları, global sonuçlardan biraz daha farklı. Türkiye’den katılan işverenlerin %77’si yetenek için rekabeti, %59’u esnek çalışma düzenlemelerini, %43’ü ise iş performansını en temel iş konusu olarak gördüğünü belirtiyor. İnsan Kaynakları profesyonelleri arasında en çok konuşulan konular arasında yer alan kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik üzerine vurgu (%30), büyüyen ruh sağlığı krizi (%30), ÇSY ve iklim değişikliğine odaklanma (%9) gibi maddeler önem sırasına göre gerilerde yer alıyor.
Araştırmamızın global sonuçlarına göre çalışanların %46’sı en az iki wellbeing konusunda orta veya büyük düzeyde sorunlar yaşadığını gösterirken Türkiye sonuçları bu oranın %50 olduğuna işaret ediyor. Türkiye sonuçlarına göre, çalışanların %47’si finansal, %43’ü fiziksel ve duygusal, %35’i sosyal wellbeing konularında orta ve büyük düzeyde sorunlar yaşıyor.
Hiç kuşkusuz mevcut ekonomik ve sosyal zorluklar çalışanların iş hayatındaki performansını etkiliyor. İşverenler, önümüzdeki 3 yıl içinde wellbeing odaklı bir çalışan deneyimi stratejisini insan kaynakları politikalarına daha güçlü bir şekilde entegre etmeyi hedefliyor. Araştırmamıza katılan işverenlerin %49’u önümüzdeki 3 yıl içinde insan kaynakları stratejilerini wellbeing uygulamalarını artırarak kurgulamayı, %25 ise wellbeing uygulamalarını şirket kültürünün bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor. İşverenlerin wellbeing stratejisinden elde etmek istediği iş sonuçları ise şu şekilde sıralanıyor: çalışan verimliliğini artırmak (%82), çalışan deneyimini geliştirmek (%72), yan hakların maliyetini düşürmek (%23).
WTW’nun 2024 yılında düzenlediği diğer bir araştırma olan ve çalışanın gözünden yan hak uygulamalarını değerlendiren Küresel Yan Haklar Tutum Araştırması (GBAS) ile 2024 Wellbeing Uygulamaları Araştırması sonuçlarını karşılaştırdığımızda işveren öncelikleri ile çalışan ihtiyaçlarının uyuşmadığını gözlemliyoruz. İşverenlerin %53’ü çalışan deneyimini önceliklendirmeyi planladıklarını söylerken çalışanların %61’i daha çok finansal wellbeing konusunda destek beklediklerini belirtiyor. Yine benzer bir karşılaştıma yaptığımızda, işverenlerin %33’ünün sosyal wellbeing konusuna odaklanacaklarını, çalışanların %53’ünün ise fiziksel wellbeing konusunda desteğe ihtiyacı olduğunu ifade ettiğini görüyoruz. Diğer bir deyişle, çalışanların gözünde en önemli wellbeing konuları finansal ve fiziksel olarak sıralanıyor.
İletişim ve programların uyarlanması: Yaşam olaylarına bağlı olarak kurgulanan bir iletişim planın uygulanması ve wellbeing programlarının, politikalarının uzaktan çalışanları ve ciddi bir hastalığı olan çalışanları destekleyebilen bir yapıda olması.
Kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik vurgusu: Kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik amaç ve hedeflerinin wellbeing stratejisi ile ilişkilendirilmiş olması.
Zihinsel sağlık stratejisinin geliştirilmesi: Çalışan Destek Programı’nın ötesine geçen, şirket genelinde bir zihinsel sağlık stratejisi ve eylem planı geliştirmek.
İletişim ve işbirliği: Wellbeing girişimleri ve paydaşlar arasında bir iletişim kanalı geliştirmek ve kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik amaç ve hedeflerini ilişkilendirmek.
Şirketlerin wellbeing için uygulamayı hedefledikleri etkili taktikler:
Bir yol haritasının belirlenmesi: Şirketin wellbeing önceliklerini taahhüt eden ve çalışanları, yöneticileri ve liderleri wellbeing stratejisine bağlayan uzun vadeli bir yol haritası geliştirmek.
Zihinsel sağlık stratejisinin geliştirilmesi: Şirket genelinde zihinsel sağlık stratejisine sahip olmak ve tükenmişlik ve stresin yaygın nedenlerini ele alan çözümler sunmak.
Ölçümlemek: Çeşitli finansal ve finansal olmayan ölçütleri kullanarak liderler ve yöneticiler için wellbeing ile ilgili temel performans göstergelerini tanımlamak.
Finansal wellbeing konusunda odaklanmak: Ücret, sağlık, risk ve emeklilik yan hakları ile wellbeing çözümlerini entegre ederek çalışanların satın alma gücüne destek olmak.
İşverenler, daha verimli iş sonuçları almak ve performansı yüksek bir insan kaynağı için wellbeing konularına odaklanmanın ötesinde wellbeing stratejisini şirketlerinin bir parçası haline getirecek uzun vadeli ve çalışan ihtiyaçlarına göre evrim geçiren çözümler bulmaya çalışıyor. Elbetteki bu noktada kilit kavramımız “çalışan deneyimi”.
Araştırmamızın Türkiye sonuçlarına göre, işverenlerin %37’si iş koşullarından bağımsız olarak wellbeing stratejilerine yönelik kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak için wellbeing uygulamalarını temel iş süreçlerine ve çalışma yöntemlerine entegre etmek için aksiyon almış durumda. Alınan aksiyonlardan biri de etkili iletişim: işverenlerin %41’i çalışanlarla, wellbeing ipuçları da dahil olmak üzere, wellbeing durumları hakkında düzenli olarak iletişim kurmak için ciddi aksiyonlar aldığını belirtirken, %35’i liderlerden wellbeing stratejilerinin önemine ilişkin düzenli mesajlar ve hikayeler paylaşma konusunda harekete geçildiğini ifade ediyor. Farkındalığı artırmak, kapsayıcılık ve aidiyet diyaloğunu teşvik etmek için kapsayıcılık ve çeşitlilik girişimleri konusunda aksiyon aldığını belirten şirketlerin oranı %56, kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik stratejisi ile uyum için çalışan iletişimini gözden geçirilmesi konusunda aksiyon aldığını ifade eden şirketlerin oranı %50, şirketin kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik amaç ve hedeflerini wellbeing stratejisi ile ilişkilendirmek için aksiyonlar aldığını belirten şirketlerin oranı %48 olarak sıralanıyor.
2024 Wellbeing Uygulamaları Araştırması sonuçlarını yorumlayan WTW Türkiye Sağlık, Emeklilik ve Yan Haklar Türkiye Lideri Sema Gökdemir: “Wellbeing, işverenler ve çalışanlar için küresel bir öncelik haline geldi. Yüksek performanslı çalışan deneyiminin (HPEX) etkenleri üzerine yapılan son araştırmalar, Wellbeing kavramının çalışan deneyiminin "vazgeçilmez" bir unsuru olarak ön plana çıkmasının önemli bir değişim olduğunu gösteriyor. Yüksek performanslı işletmeler, fiziksel sağlık ve güvenliğin ötesine geçerek Wellbeing kavramını şirket kültürlerine, çalışan deneyimine ve insan stratejilerine entegre ederek fiziksel, duygusal, sosyal ve finansal wellbeing programlarını içeren bütünleşik bir yaklaşım benimsiyor. Araştırmalar, bu yaklaşımın organizasyonlara bağlılığı yüksek, iş gücüne katılımı güçlü ve dayanıklı çalışanlarla birlikte yüksek iş sonuçları getirdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca ideal örneklerden görüyoruz ki, bireysel dayanıklılığa odaklanmaktan ziyade, iş gücü ihtiyaçlarını sürekli gözlemleyen ve birey ile organizasyon arasındaki etkileşimi ele alan kuruluşlar çok daha başarılı oluyor. 2024 WTW Wellbeing Uygulamaları ve Çalışan Yan Hak Davranışları Araştırmalarımız, hem işveren hem de çalışan perspektifinden bugünü ve önümüzdeki üç yılı strateji, planlama, yönetişim ile fiziksel, duygusal, finansal ve sosyal wellbeing uygulamaları açısından değerlendirerek, alınabilecek aksiyonlara dair önemli veri ve içgörüler sunuyor.” dedi.